7 Aralık 2022 Çarşamba

Seçimlerimizin Ardındaki Gizil Güç: Kolektif Bilinçaltı ve Bir Kitap Önerisi

Geçen akşam İbrahim Selim ile Bu Gece programını izlerken, İbrahim Selim konuğuna : " Hiç gizli gizli dinlemekten zevk aldığın bir şarkı var mı? " gibi bir soru sordu. Bu soru zihnimde yeni yeni sekmeler açtı :) Öncelikle ben de düşündüm tabii bu soruyu kendim için ve bir tane buldum. İşle alakalı bunalıp sıkıldığım anlarda " Bülent Ersoy- Bir Ben Bir Allah Biliyor" şarkısını bağıra bağıra ama tabi bir yandan da gizleyerek söylemek çok hoşuma gidiyor.

 Sadece müzikle de sınırlı değil. Kitap olarak psikoloji alanından yazınlar bir yana klasik, bilimkurgu, macera gibi romanları okurum genelde. Ama gizli gizli ve su gibi içercesine okuduğum bir tür daha var: historical romance. Yani tarih ile aşkın harman edildiği romanlar. 


Özellikle de hayatımdaki stresli ve zor kararlar evresinde bu tür kitaplar kafamı dağıtıyor. Sanki tarihin 1800'lü yıllarına gidip oradaki bir davete ya da opera gösterisine katılacakmışım ya da evlenme vakti gelmiş bir leydi'nin sosyeteye tanıtım balosundan davet almışım gibi hissiyatlarla doluyorum. Seçilen kıyafetler, saçların şeklil, elbisenin Fransız tarzda olup olmaması ki eğer Fransız tarzda ise elbise dekolteli olacak demek :) gibi ayrıntılara merak sarıyorum. Tabi bu kitaplarda benzerlikler çok fazla oluyor. Örneğin; Düşes olmak mühim bir mesele. Genelde kız kahramanımız çok güzel ve masum bir leydi; partide tanışılan dük ya da kont aşk anlamında da görmüş geçirmiş, tecrübeli beyler oluyor. Duygusal problemleri de olan bu soylu kahramanlarımız, birbirlerinde huzuru, neşeyi, aşkı buldukları gibi duygusal problemlerinin de ilişki içerisinde çözümlendiğini hissediyorlar. Romantik-komedi tadında sürtüşmeler de yaşanıyorsa, hele de zekice verilmiş cevaplar replikler vs. ohh tadından yenmiyor. Bu arada dük ya da kontlarımız da fiziksel özellikleri açısından genelde oldukça uzun, kaslı, yakışıklı beyler oluyorlar (Burası çokomelli. biscolatalı da olabilir:)) 



Efendime söyleyeyim, sonuç olarak bu kitapları üst üste okuduktan sonra şunu sorgularken buldum kendimi: " Yahu ben bu kadar aynı tip kitabı niye okudum?" Tamam okurken güzeldi, sürükleyiciydi, yer yer müstehcen anlar da yaşandı evet. Eee? Niye ki? Sonra bi baktım, Goodreads'te olsun, 1000kitap'ta olsun oralarda da deli gibi okunan kitaplar bunlar. Demek ki belli bir okur kitlesi var bu türün ve onlar da aynı açlıkla okuyorlar herhalde. Baktım konu güzel bir konu. Yakın arkadaşım Betül de en son ona attığım bu tür bi kitabı okumuştu, ona da aynı soruyu sordum.Şöyle bir konuşma geçti aramızda: 

Betül: " Aaa evet. Ben de ilginç bi şekilde etkilendim o kitaptan ve gün içerisinde sürekli zihnimde o döneme gidiyorum. Olayları düşünüyorum filan." 

Ben: "E ben de aynı şekildeyim. Romantizm ve özellikle de tarihi bir dönemde geçmesi mi bizi bu kadar çekiyor acaba?" 

Betül: "Olabilir. Güçlü kadın karakterler var ama erkekler daha dominant sanki bu türde. "

 Ben: " Yaa evet. Erkekler genelde çok kıskançlar. Hatta bazen bu kıskançlıkları yüzünden sert ve kontrolcü tavırları oluyor. Baktığında modern hayatta öyle bir erkek sorunlu bir erkek olarak değerlendirilebilir."

 Betül: "Değil mi? İkimizin de eşleri ne kadar empatik, anlayışlı kişiler. Ki biz o sebeple mutluyuz. Ama garip bi şekilde bu kitaptaki kontrolcü, dediğim dedik karakterdeki erkekler ilgi çekiyor, hayranlık uyandırıyor."

 Ben: "Acaba hayatımızda bu kadar kontrol sahibi olmanın bir ürünü mü bu? Gerçekte değilse bile işin fantezisinde kontrolün bizde olmaması, birinin bizim adımıza karar vermesi filan bizi tatmin mi ediyor?"

 Betül: "Aaa bak bu da mantıklı ya da ilkel beynimizin beğenisi mi bu?" 

Ben: "Kolektif bilinçaltımız devrede oluyor yani. " diye ekledim. 

Betül: " Tabi ilkel beynimiz belki hâlâ mağarama yemek getirsin, beni dinozorlardan korusun diye de düşünüyor olabilir. O yüzden de karakterin böyle güçlü, iri yarı fiziksel özellikler taşıması ve sert olması anlaşılabilir. "


 Tabi konu konuyu açtı. Yani düşünecek olursak birçok dizide bile narsist yapıda karakterler ne çok. Ama sert bakışlı, sahiplenici, kıskanan ama kıskançlık duygusunu aşırı tavırlarla belli eden ancak iletişim kurmayı çok da beceremeyen erkek karakterlerimiz birçok genç kızın hayali. Sonra da gelsin aşk acıları. Ahh kolektif bilinçaltı... Ne çok partner seçiminin altında senin imzan var? 

Şimdi bu mevzuyu güzel bir yere bağlamak isterim. İlişkiler konusunda sürekli yanlış seçimler yaptığınızı düşünüyor, " Bu sorunlu kişiler hep beni mi bulur yahu? " diye serzenişte bulunuyorsanız; "Amir Levine-Rachel Heller'in Bağlanma Aşkı bulmanın ve korumanın bilimsel yolları" kitabını kesinlikle öneririm. Böyle okuyunca kendisini tekrar eden saçma kişisel gelişim kitapları gibi geliyor ismi, ama inanın değil. Gayet bilimsel bi şekilde ilişkilerde ki bağlanma şeklimiz ve yapımızı anlatmışlar. Bu noktada okuyucuda ufuk açıyor kitap. Kolektif bilinçaltımız varsa, çok şükür bilinçli tercihlerimiz var! 😅 diyorsanız bu bilinçli bir tercih olabilir. İyi okumalar efenim :))

Not: Historical romance türünde önerilere açığım arkadaşlar. Önerilerinizi yorumlara ekleyebilirsiniz. Çok teşekkürler :)) 

2 yorum:

  1. "Bağlanma"yı da sepetimize attık sayenizde :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğeneceğinizi düşünüyorum, şimdiden değerlendirme yazınızı merakla bekliyorum :)

      Sil