2 Aralık 2022 Cuma

Çiçeği Burnunda Annelere Terapi Niyetine İzlenceler- "WORKİN' MOMS"

  
 




                    Anne olmadan evvel anne olmaya ilişkin çok düşünmediğimi fark ettim. Yani çocuklu bir ortamda kucağına çocuk verildiğinde nasıl tutacağını bilemeyip, çaresizce başkalarına bakan insanlar olur ya; işte ben onlardan belki bir tık daha iyiydim. Elbette anne- bebek bağlanmasının psikolojik boyutuyla ilgili çalışmalarım vardı ( Hey, ben bir psikolojik danışmanım!) Çok da kitap okudum, kendimce ebeveynlikle ilgili genel- kişisel düşüncelerim de vardı. Sonra anne oldum. ( İçimdeki küçük kız şaşırıyor bazen, "Neey ben şimdi anne miyim yani?" diye. ) Böyle hani tüm bildiğini sandığın şeyleri aslında hiç bilmediğini düşündüğün, sürekli bir şeyleri eksik yaptığın duygusunun çokça hakim olduğu, deli gibi yorulduğun, bazen bıktığın ve kaçmak istediğin; ama bebeğin uyuyunca onun resimlerine baktığın, çok uyuduğu zamanlarda gidip uyandırmak istediğin, yani karmakarışık bir sürece "Merhaba!" demekmiş bu süreç. He bi de hiç bitmiyormuş. Ara vermek de nesiymiş :) Annelik delilik derlerdi, vallahi öyle. Bu karmakarışık süreçte akıllı kalabilene saygı ve sevgiler. Demem o ki, başlangıçta çok zorlandım azizim. Hani doğum sonrası hormonların çılgın bir hal aldığını elbette biliyordum. Ama yaşarken delilik sınırlarında çok dolaştığımı fark ettim. Hayatına küçücük bir insan tanesi giriyor ve o da nesi? Hayatın bir anda değişiyor. Eskiden sana kalan oncaaa boş zaman bir anda o kadar doluyor ki, nefes alabilmek lüks oluyor. Tabi biraz da aile büyüklerinden farklı şehirde yaşamanın getirisini yaşadım diye düşünüyorum. Yalnızdım. Hem çok zordu hem çok güzel. (Kimbilir, belki buraları da bir ara konuşuruz.) 

                                   

            Modern zamanın aile yapısı günümüzde biraz böyle. Anneler çoğunlukla yalnız bakıyorlar bebeğine. Baba genelde işe gitmek durumunda. Gelişmiş ülkelerdeki gibi bir terapi grubuna ihtiyaç duydum o süreçte. Benim gibi yeni rolüne alışırken zorlanan, uykusuzluktan gebererek yeni günü karşılayan, bazen ağlayan bir bebekle ne yapacağını bilemeyen annelerin sesini duymaya; onlara kendimi anlatmaya deli gibi ihtiyacım vardı. Annelerin olduğu forumlarda dolaştım bir süre. Tanımadığım kadınların bazen bir cümlesinde güç buldum, kimi zaman ben onlara yardımcı olduğumu hissettim. Bir şekilde anne destek sistemi kurdum kendime. Tam "Anneliğe alışıyorum galiba, benden anne oluyor sanki." dediğim ve bir rutin kurduğum noktada çalışma hayatına dönme sorunsalı geldi oturdu içime. Kişisel anlamda bana çok iyi geleceğinden emindim. İşimi seviyordum, çalışmayı ve evden bir sebeple bir yere gitmek için kendime bakmayı özlemiştim. Ama sanki bebeğimden ayrılıyor gibi hissediyordum. Çalışma saatlerim Türkiye şartlarına göre çok iyi sayılabilecekken, işimin bana bir çok artısı varken ben duygusal anlamda adeta bir yas tuttuğumu fark ettim. Bakıcımızı, evdeki kamera sistemini her şeyi ayarladım. Bir ay evvelden başladık bebeğime bakacak ablayla ki, hepimiz alışabilelim.  İyi insanlara denk geleceğime olan inancım vardı.  Hem istediğim zaman bebeğimin ne yaptığını görebilecek olmak da bir artıydı. Yine de işe başlayana dek aklımdan çıkmayan, içime oturan, bebeğimi başkasına emanet edeceğimi düşündükçe yerli yersiz gözümü dolduran bir konuydu benim için. Ne zaman kendimi kötü hissetsem kendimi yürümeye, kitaplara, filmlere veririm ve bir şekilde orada teselli bulurum. Bana iyi gelecek şeyleri bulup yapma arayışım beni "Workin' Moms" dizisiyle karşılaştırdı. 20 dk süren bölümlerin her birinde anneliği kimi zaman benzer kimi zaman farklı şekilde yaşayan, bir yandan da diğer rolleriyle anneliği uyum içerisinde götürmeye çalışan/götüremeyen kadınları izlemek bana çok iyi geldi. Özellikle de başroldeki Kate'i çok sevdim ve Kate'in (Catherine Reitman) aynı zamanda dizinin senaristlerinden birisi ve yapımsıcısı olduğunu öğrendiğimde kadına olan hayranlığım daha da arttı. Kate'in en yakın arkadaşı  Anne'de de yer yer kendimi buldum. Psikiyatrist olmasına rağmen kızıyla olan ilişkisindeki problemlere kimi zaman çözüm bulamayışı, çok sert ya da nevrotikliğe varan davranışlarıyla Anne'i de ayrı sevdim. Frankie'siyle Valerie'siyle karakterlerin renkliliği beni çekti ve adeta  Anneler Terapi grubunda kendime bir minder  alarak yanlarında oturdum.  Anneliği kutsallaştırmadan ya da değersizleştirmeden, sadece insanî yönleriyle ele almayı başarabilen bir dizi Workin' Moms ve sadece bu yönüyle bile yeni yetme bir anneye çok iyi gelebilir diye düşünüyorum. Sadece annelere hitap etmiyor elbette. Anneliği, bir kadının diğer rollerini de absürd yanlarıyla ele aldığı için izleyen herkeste iyi hisleri besleyen bir yönü olabileceğini düşünüyorum. O halde iyi seyirler diliyorum :) 

Kelis- Milkshake

2 yorum:

  1. Anne olmak kara sevdaya yakalanmak :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahh kesinlikle öyle :)) Her geçen gün daha da artan bir sevda 😍

      Sil