Sadece
müzikle de sınırlı değil. Kitap olarak psikoloji alanından yazınlar bir yana
klasik, bilimkurgu, macera gibi romanları okurum genelde. Ama gizli gizli ve su
gibi içercesine okuduğum bir tür daha var: historical romance. Yani tarih ile
aşkın harman edildiği romanlar.
Özellikle de hayatımdaki stresli ve zor kararlar
evresinde bu tür kitaplar kafamı dağıtıyor. Sanki tarihin 1800'lü yıllarına
gidip oradaki bir davete ya da opera gösterisine katılacakmışım ya da evlenme
vakti gelmiş bir leydi'nin sosyeteye tanıtım balosundan davet almışım gibi
hissiyatlarla doluyorum. Seçilen kıyafetler, saçların şeklil, elbisenin Fransız
tarzda olup olmaması ki eğer Fransız tarzda ise elbise dekolteli olacak demek :)
gibi ayrıntılara merak sarıyorum. Tabi bu kitaplarda benzerlikler çok fazla
oluyor. Örneğin; Düşes olmak mühim bir mesele. Genelde kız kahramanımız çok
güzel ve masum bir leydi; partide tanışılan dük ya da kont aşk anlamında da
görmüş geçirmiş, tecrübeli beyler oluyor. Duygusal problemleri de olan bu soylu
kahramanlarımız, birbirlerinde huzuru, neşeyi, aşkı buldukları gibi duygusal
problemlerinin de ilişki içerisinde çözümlendiğini hissediyorlar.
Romantik-komedi tadında sürtüşmeler de yaşanıyorsa, hele de zekice verilmiş
cevaplar replikler vs. ohh tadından yenmiyor. Bu arada dük ya da kontlarımız da
fiziksel özellikleri açısından genelde oldukça uzun, kaslı, yakışıklı beyler
oluyorlar (Burası çokomelli. biscolatalı da olabilir:))
Efendime söyleyeyim,
sonuç olarak bu kitapları üst üste okuduktan sonra şunu sorgularken buldum
kendimi: " Yahu ben bu kadar aynı tip kitabı niye okudum?" Tamam okurken
güzeldi, sürükleyiciydi, yer yer müstehcen anlar da yaşandı evet. Eee? Niye ki?
Sonra bi baktım, Goodreads'te olsun, 1000kitap'ta olsun oralarda da deli gibi
okunan kitaplar bunlar. Demek ki belli bir okur kitlesi var bu türün ve onlar da
aynı açlıkla okuyorlar herhalde. Baktım konu güzel bir konu. Yakın arkadaşım
Betül de en son ona attığım bu tür bi kitabı okumuştu, ona da aynı soruyu
sordum.Şöyle bir konuşma geçti aramızda:
Betül: " Aaa evet. Ben de ilginç bi
şekilde etkilendim o kitaptan ve gün içerisinde sürekli zihnimde o döneme
gidiyorum. Olayları düşünüyorum filan."
Ben: "E ben de aynı şekildeyim.
Romantizm ve özellikle de tarihi bir dönemde geçmesi mi bizi bu kadar çekiyor
acaba?"
Betül: "Olabilir. Güçlü kadın karakterler var ama erkekler daha dominant
sanki bu türde. "
Ben: " Yaa evet. Erkekler genelde çok kıskançlar. Hatta bazen
bu kıskançlıkları yüzünden sert ve kontrolcü tavırları oluyor. Baktığında modern
hayatta öyle bir erkek sorunlu bir erkek olarak değerlendirilebilir."
Betül:
"Değil mi? İkimizin de eşleri ne kadar empatik, anlayışlı kişiler. Ki biz o
sebeple mutluyuz. Ama garip bi şekilde bu kitaptaki kontrolcü, dediğim dedik
karakterdeki erkekler ilgi çekiyor, hayranlık uyandırıyor."
Ben: "Acaba
hayatımızda bu kadar kontrol sahibi olmanın bir ürünü mü bu? Gerçekte değilse
bile işin fantezisinde kontrolün bizde olmaması, birinin bizim adımıza karar
vermesi filan bizi tatmin mi ediyor?"
Betül: "Aaa bak bu da mantıklı ya da ilkel
beynimizin beğenisi mi bu?"
Ben: "Kolektif bilinçaltımız devrede oluyor yani. "
diye ekledim.
Betül: " Tabi ilkel beynimiz belki hâlâ mağarama yemek getirsin,
beni dinozorlardan korusun diye de düşünüyor olabilir. O yüzden de karakterin
böyle güçlü, iri yarı fiziksel özellikler taşıması ve sert olması anlaşılabilir.
"
Tabi konu konuyu açtı. Yani düşünecek olursak birçok dizide bile narsist
yapıda karakterler ne çok. Ama sert bakışlı, sahiplenici, kıskanan ama
kıskançlık duygusunu aşırı tavırlarla belli eden ancak iletişim kurmayı çok da
beceremeyen erkek karakterlerimiz birçok genç kızın hayali. Sonra da gelsin aşk
acıları. Ahh kolektif bilinçaltı... Ne çok partner seçiminin altında senin imzan
var?
Şimdi bu mevzuyu
güzel bir yere bağlamak isterim. İlişkiler konusunda sürekli yanlış seçimler
yaptığınızı düşünüyor, " Bu sorunlu kişiler hep beni mi bulur yahu? " diye
serzenişte bulunuyorsanız; "Amir Levine-Rachel Heller'in Bağlanma Aşkı bulmanın
ve korumanın bilimsel yolları" kitabını kesinlikle öneririm. Böyle okuyunca
kendisini tekrar eden saçma kişisel gelişim kitapları gibi geliyor ismi, ama
inanın değil. Gayet bilimsel bi şekilde ilişkilerde ki bağlanma şeklimiz ve
yapımızı anlatmışlar. Bu noktada okuyucuda ufuk açıyor kitap. Kolektif
bilinçaltımız varsa, çok şükür bilinçli tercihlerimiz var! 😅 diyorsanız bu
bilinçli bir tercih olabilir. İyi okumalar efenim :))
Not: Historical romance türünde önerilere açığım arkadaşlar. Önerilerinizi yorumlara ekleyebilirsiniz. Çok teşekkürler :))