Modern zamanın aile yapısı günümüzde biraz böyle. Anneler çoğunlukla yalnız bakıyorlar bebeğine. Baba genelde işe gitmek durumunda. Gelişmiş ülkelerdeki gibi bir terapi grubuna ihtiyaç duydum o süreçte. Benim gibi yeni rolüne alışırken zorlanan, uykusuzluktan gebererek yeni günü karşılayan, bazen ağlayan bir bebekle ne yapacağını bilemeyen annelerin sesini duymaya; onlara kendimi anlatmaya deli gibi ihtiyacım vardı. Annelerin olduğu forumlarda dolaştım bir süre. Tanımadığım kadınların bazen bir cümlesinde güç buldum, kimi zaman ben onlara yardımcı olduğumu hissettim. Bir şekilde anne destek sistemi kurdum kendime. Tam "Anneliğe alışıyorum galiba, benden anne oluyor sanki." dediğim ve bir rutin kurduğum noktada çalışma hayatına dönme sorunsalı geldi oturdu içime. Kişisel anlamda bana çok iyi geleceğinden emindim. İşimi seviyordum, çalışmayı ve evden bir sebeple bir yere gitmek için kendime bakmayı özlemiştim. Ama sanki bebeğimden ayrılıyor gibi hissediyordum. Çalışma saatlerim Türkiye şartlarına göre çok iyi sayılabilecekken, işimin bana bir çok artısı varken ben duygusal anlamda adeta bir yas tuttuğumu fark ettim. Bakıcımızı, evdeki kamera sistemini her şeyi ayarladım. Bir ay evvelden başladık bebeğime bakacak ablayla ki, hepimiz alışabilelim. İyi insanlara denk geleceğime olan inancım vardı. Hem istediğim zaman bebeğimin ne yaptığını görebilecek olmak da bir artıydı. Yine de işe başlayana dek aklımdan çıkmayan, içime oturan, bebeğimi başkasına emanet edeceğimi düşündükçe yerli yersiz gözümü dolduran bir konuydu benim için. Ne zaman kendimi kötü hissetsem kendimi yürümeye, kitaplara, filmlere veririm ve bir şekilde orada teselli bulurum. Bana iyi gelecek şeyleri bulup yapma arayışım beni "Workin' Moms" dizisiyle karşılaştırdı. 20 dk süren bölümlerin her birinde anneliği kimi zaman benzer kimi zaman farklı şekilde yaşayan, bir yandan da diğer rolleriyle anneliği uyum içerisinde götürmeye çalışan/götüremeyen kadınları izlemek bana çok iyi geldi. Özellikle de başroldeki Kate'i çok sevdim ve Kate'in (Catherine Reitman) aynı zamanda dizinin senaristlerinden birisi ve yapımsıcısı olduğunu öğrendiğimde kadına olan hayranlığım daha da arttı. Kate'in en yakın arkadaşı Anne'de de yer yer kendimi buldum. Psikiyatrist olmasına rağmen kızıyla olan ilişkisindeki problemlere kimi zaman çözüm bulamayışı, çok sert ya da nevrotikliğe varan davranışlarıyla Anne'i de ayrı sevdim. Frankie'siyle Valerie'siyle karakterlerin renkliliği beni çekti ve adeta Anneler Terapi grubunda kendime bir minder alarak yanlarında oturdum. Anneliği kutsallaştırmadan ya da değersizleştirmeden, sadece insanî yönleriyle ele almayı başarabilen bir dizi Workin' Moms ve sadece bu yönüyle bile yeni yetme bir anneye çok iyi gelebilir diye düşünüyorum. Sadece annelere hitap etmiyor elbette. Anneliği, bir kadının diğer rollerini de absürd yanlarıyla ele aldığı için izleyen herkeste iyi hisleri besleyen bir yönü olabileceğini düşünüyorum. O halde iyi seyirler diliyorum :)