20 Ağustos 2024 Salı
Dipteyim, Sondayım, Depresyondayım
15 Ağustos 2024 Perşembe
Nerede Kalmıştık?
31 Aralık 2023 Pazar
Yeni Yılda Umut Bizimle Olsun
2023... Senenin son gününde ben de bir şeyler yazmak istedim galiba. Günlerim öyle dolu dolu bir şekilde geçiyor ki, bazen ne hissettiğimi ve ne yaşadığımı düşünmeye fırsatım olmuyor. Kafamda bir düşünceyle gelmediğim gibi yazarken düşünmek istiyorum. Düşüncelerim burada kalsınlar, otomatik pilotta yaşarken bana yön versinler de istiyorum.
Bu sene çok zordu be. Tamam zor iyidir, gelişim için bir fırsat doğurur dedik; konfor alanında uzun süre kalmanın olumsuzluklarından bahsettik falan filan da; kardeşim bu kadar üst üste gelir mi bütün felaketler yahu?! Her yıl biterken o seneyi çok kötülemeyeyim sonra daha kötüsü olursa diye bir korku oluyor içimde ve her yeni yılda bu korkum doğrulanıyor sanki. Ülkecek doğal afetiyle, siyasi olaylarıyla, ekonomisiyle, kontrolsüz göçüyle, tüm bunların biz vatandaşların psikolojisine olan negatif etkisiyle; kafayı sıyırdığımızdan sebep mi bilinmez Gülseren Budayıcıoğlu'nun elinin değdiği kasvetli ve de şiddet içerikli televizyon dizileriyle, içimiz şişti biraz magazin bakalım bari dediğimizde de vay anasını sayın seyirciler diyerek ağzımızın açık kaldığı zincirleme suç işleriyle, kara para aklama olaylarıyla, kaybettiğimiz değerlerle, lanet olsun artık bu kadarı da olmaz artık dediklerimizle... Oyyy bit artık be 2023, inşallah senle son bulsun yaşadığımız tüm negatiflikler...
Her zorluk bir şey öğretir insana ya, bence bu ülkede yaşarken en çok da belirsizliğe tahammülü öğreniyoruz. Ânı yaşamayı öğreniyoruz, çünkü elimizde net olan bir o var. Yarın belirsiz, Allah'a emanetiz her anlamda. Böyle negatif bir giriş yaptım ama bu kısmı negatif şekilde söylemiyorum bak. Bence çok önemli bir kazanım bu.
Her durumda mizah yapabilme yeteneğimiz gelişti. Her sansasyonel olay sonrası gir bak sosyal medyaya, ohaa diye şaşırır kızarken birden bir tweete denk gelip gülmeye başlıyorsun.
Almak, parayı biriktirmekten daha makul olduğu için alışverişimiz arttı. Çünkü bilirsin, bugün almadığın güneş kremi bir ay içinde iki katına çıkabilir ve bu durum seni asla şaşırtmayabilir. Fiyat algımız hepten kaybolduğu için satıcılar da bu işten memnunlar bence. Birilerinin de yüzü gülsün yahu :))
Yalnız olmadığımızı biliyoruz öte yandan. Geçenlerde biri "Hevessizleştirildik." Yazmış. Benim hissiyatımın tek kelimelik ifadesi bu olurdu herhalde.
Öte yandan Sabahattin Ali diyor ya :" Perişan haldeyim ama içimde kendimden bile sakladığım bir ümit var. " Diye, İşte içimde kendimden saklayamadığım dolu dizgin ümitlerimin bambaşka hikayeleri var.
Her yeni günde, hele de gün güneşliyse, içime çektiğim nefeste içtiğim suda saklı umut. Kızımın gülüşünde, her yeni gün bana göstermeye çalıştığı sevgisinde, avuçlarımın içindeki küçük parmaklarında gizli... Yorgunluktan tükendiğimde eşimin elime tutuşturduğu bir fincan kahvede, sevdiklerimle birlikte paylaştığım sofralarda gizli...
Zor duygular yaşarken ve bu duygulardan kaçmak istercesine hırsla yürürken denk geldiğim manzarada, tenimi okşayan serin havada gizli...
Balkonda otururken duyduğum çocuk seslerinde ve neşesinde, 100. Yıl Cumhuriyet kutlamaları için karşıdaki okulu canla başla süsleyen ve özenle bu kutlamalar için çalışan öğrencilerde, Atatürk'ün gençliğe hitabesinde ve Atatürk'ün kırmızı çizgimiz olduğunu vurgulayan her olayda gizli....
Güzel bir kitabın ilk paragrafında, yeni keşfettiğim o harika şarkıda, izlerken beni mest eden o filmde gizli... Bir dost sohbetinde, günü olan komşumun beni de düşünüp getirdiği tabakta, bazen tanımadığım birinin tebessümünde gizli...
Umut o kadar değerli bir duygu ki... 2024'ten kendim, sevdiklerim ve siz sevgili dostlarım adına UMUT diliyorum. Bolca umudumuz hayalimiz olsun. Sağlığımız yerinde olsun. Doğal olaylar afetlere dönüşmesin, iyilikler çoğalsın, kötülükler azalsın ya da belasını bulsun. TV'de neşeli programlar, sağlıklı karakter tiplemeleri artsın. Kendimize çok şey kattığımız, gönlümüzü çok yormadan dersimizi aldığımız, bolca güldüğümüz, gülüşünün içimizi ısıttığı insanlarla birlikte olduğumuz bir yıl olsun. Mutlu yıllar! ❤🥳
21 Aralık 2023 Perşembe
Seçimlerim Başka Türlü Olsaydı Hayatım Nasıl Olurdu?
29 Kasım 2023 Çarşamba
"Saç" deyip geçmemek lazım
20 Kasım 2023 Pazartesi
"Hayır" lı Günler
13 Ekim 2023 Cuma
Belirsizlikle Flört Hallerim
Düşünüyorum da biz böyle yaşarken; çok heyecanlıyken, mutluyken ya da dibine kadar depresif hissederken.... Bazen ne hissettiğimizi dahi bilmeden öylesine durup dalmışken...Sonbahara teslim olmuş doğanın aynı kabullenişle yapraklarını döküşünü izlerken mesela duruma uygun bir müzik çalsaydı fonda. Ne hoş olurdu değil mi?
Geçtiğimiz yıl hayatımın en koşturmacalı, en yorucu evrelerinden bir tanesiydi. Hani böyle bilgisayar oyunlarında kahraman atlar, zıplar, envai çeşit silahlarla kendisini koruması ve ilerlemesi gerekir. Her level'ın sonunda tam rahatlayacak gibi olursun, sonra diğer level başlar ve daha da zordur artık kahramanın devam etmesi... Geçen sene bir nevi öyleydim. Doğumdan sonra işe başlama sürecim, bakıcıyla sağlıklı iletişim kuramayışımız ve bakıcının tavırlarının insanlara olan güvenimi dahi sorgulatması sorunlarından sonra onunla yollarımızı ayırışımız, sonra kızkardeşimin gelmesi ve desteği ile iş hayatıma devam etmiş olmam; ama iş hayatımda çok zorlu iş ilişkileri ve vakalarla çalışmam, bütün bu değişkenlerin özel hayatıma olan yansıması....derken ne kadar yorulduğumu hiç fark etmedim. Genelde öyle olmaz mı zaten? Şöyle bir dursan, durabilsen, soruların içinde gizlidir cevaplar bazen. Yüzleşme fırsatın olur kendinle. Ama durmadan yol aldığında sadece önüne bakman gerekir. Nitekim geçtiğimiz yıl benim de durmadan, önüme bakmam gereken bir süreçti.
Yaz tatilinde vücudum sinyaller vermeye başladı. Yorgunluğumu göz ardı edemedim. Durdum ve cevabı gördüm; dinlenmem gerekiyordu. Çocuğuma ben bakmak istiyordum bir süre daha. Ücretsiz izin alıp onunla vakit geçirmek bana çok iyi gelecekti. Eşim de her kararımda olduğu gibi bu kararımda da beni destekledi ve bu şekilde bir karar aldık.
Sonra ağustos ayında bir mail geldi. Evden iş yapabileceğim, kitapları pedagojik olarak inceleyebileceğim bir proje için başvuru duyurusuydu. Evet çalışma saatleri esnekti, bazen ekiple gece 22.00'de toplantıda oluyordun. İyi tarafı ise en az bir iki sene sürecek bir proje olduğundan kızımı rahatlıkla büyütürüz dedim. Başvurdum. Ağustos ayının başında başvurdum. Sözde en geç eylül ayında sonuçlanacak proje daha dün sonuçlandı: Eski ekiple yola devam etme kararı almışlar :)) Hayır, o zaman neden başvuru aldınız demedim, çünkü neyimiz doğru ki gerçekten ? :)
Ağustos'tan bugüne kadar olan süreçte belirsizlik yaşattı bu durum bana. Sonuçta bu işe başvurum onaylansaydı ücretsiz izne başvurmam saçma olacaktı. O arada ben rapor aldım, yalandan da rapor almam gerekmedi cidden hasta oldum. Dışarıda hazırda bekleyen bütün virüs ve enfeksiyonlar insanın böyle stresli zamanlarında sızıveriyorlar sistemine. Miray'ın da nazlı bir evresine denk gelince, e madem ben de kendi anneme nazlanayım dedim :) Annemi çağırdım. Yaşasın analar :) Annem gelince çok daha iyi oldu. O torunuyla hasret giderirken ben işe gidip biraz işleri toparladım. Bir kez daha ne kadar doğru bir karar verdiğimi teyit ettim :) Bi de belirsizlik sürecinde bir işle meşgul olmak çok iyi geliyor insana. Öyle zamanlarda kesinlikle insan kendisine bir meşgale bulmalı. İşteyken çok daha hızlı geçti günler ve evet proje ekibinde yoktum.
Geldiğimiz noktada "Ohh" diyorum. Nihayet artık belli oldu ne yapacağım. Bu sene kızımla birlikte bir sene ev deneyimi yaşayacağım bakalım :) Bu seneki hedefim: durmak. Bolca durmak, okumak, yazmak, arada sizin kapınızı tıklatmak, kağıttan yaptığım uçaklarla yazılarınıza küçük yorumlar bırakmak :))
Şimdi mesela arkada bir fon müziği çalsaydı ne çalmasını istediğimi biliyorum. Yönetmenime yardımcı olayım değil mi ama :) Şuraya da iliştiriyorum: