mutluluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mutluluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Nisan 2021 Pazartesi

Baharın İlk Sabahları

 Çok sevdiğim müziklerden bir şarkı listesi yaptım ve karşındayım yine. Senin kim olduğunu bilmeden yıllardır yazıyorum. Bir dost edindim kendime biliyorum; ama ne şekildesin, neye benzersin, yoksa benim içimdeki parçalardan yalnızca bir tanesi misin bilmiyorum. Açıkçası ilgilenmiyorum da. Yazmak güzel. Seni dinlediğini ve asla yargılamadığını bildiğin birine her şeyi anlatabilme fikri harikulade. Saçmaladım belki pek çok kez. Ama saçmalayabilmenin mutluluğunu da yaşadım karşında. Şimdi de aklımda bir fikirle gelmedim sana. Fikirsizliğin de yazılabilir bir durum olduğunu gösterme şeklim olabilir bu. Her neyse,  tekrardan merhaba...

Bahar geldi buralara. Sen sever misin bilmiyorum, ama baharları çok severim ben. O duyduğun ses çekirge sesi, çalan şarkının bir parçası değil. Ama pek yakıştılar birbirlerine sanki. Penceremin hemen ardında bir kedi yatıyor. O da dinliyor doğayı bence. Çalan şarkıyı sevdi mi acaba? Bilmiyorum, ama bir sonraki şarkı kediciğe armağanım olsun. 
Bahar diyordum, aslında birçok şey demek istiyorum ama önceliği bahara vereyim. Bütün o asık suratlı havalardan sonra gülen bir gökyüzünü görmek gibi bir şey baharın gelişi. Sebepsiz gülesim geliyor benim de. Şöyle ağacın altında bir bankta saatlerce oturup doğayı dinlemek istiyorum. Belki bir Orhan Veli okurum o anda. Liseden bu yana her bahar okurum bilirsin. Şiirlerinde rahattır ve çok basit görünen kelimelerle bir tablo çizer “O”. Kimsenin görmediği yerlere bakar durduğu yerden. Sıradanlığın ardındaki derinliği okur.  Gerçi pek çok şair bunu yapar ama Orhan Veli rahatlatır da insanı. Sıradan olmanın da güzel bir şey olabileceğini hatırlatır.  “Baharın İlk Sabahları”nı da şöyle anlatır:

Tüyden hafif olurum böyle sabahlar
Karşı damda bir güneş parçası,
İçimde kuş cıvıltıları, şarkılar;
Bağıra çağıra düşerim yollara;
Döner döner durur başım havalarda.

Sanırım ki günler hep güzel gidecek;
Her sabah böyle bahar;
Ne iş güç gelir aklıma, ne yoksulluğum.
Derim ki: ´Sıkıntılar duradursun!´
Şairliğimle yetinir,
Avunurum.


Böylesine bir hafiflik işte benimkisi. Yollara düşme isteği çoğunlukla. Ne çok severim yolları da! Gitmek istediğim ülkelere ve tanımak istediğim yaşamlara götüren yollar… Baharın gelişiyle, doğayla birlikte içimdeki “gitme” arzusu da canlanır. Gideceğim yerden çok yolculuğun kendisi heyecanlandırır. Ataol Behramoğlu açarım belki bir ara ve kulak veririm ona da:
“Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
   Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
   Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
   Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın” 
Her mutluluğu yaşama özlemi! Ne güzel bir duygu değil mi? 
Şarkı listem sustu, çekirge sustu, kedicik de şarkıyı beğenmemiş olmalı ki çoktan gitti.  Fikirsizlikle geldim ve “ne anlattım” kaygısı gütmeden ben de susmak istiyorum. Belki mutlulukla gökyüzüne baktığın bir anda orada karşılaşırız. Ya da bir şiir kitabının aynı sayfasında buluşuruz. Böyle vedalaşır gibi konuştuğuma bakma, yine gelirim ben. Sık gelirim. Gitmeden de bana rüya gibi gelen bir şiiri sana okumak isterim:

Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş 

Mavilerde sefer etmek! 

Bir sahilden çözülüp gitmek 

Düşünceler gibi başıboş. 

Açsam rüzgara yelkenimi; 

Dolaşsam ben de deniz deniz 

Ve bir sabah vakti, kimsesiz 

Bir limanda bulsam kendimi. 

Bir limanda, büyük ve beyaz... 

Mercan adalarda bir liman.. 

Beyaz bulutların ardından 

Gelse altın ışıklı bir yaz. 

Doldursa içimi orada 

Baygın kokusu iğdelerin. 

Bilmese tadını kederin 

Bu her alemden uzak ada. 

Konsa rüya dolu köşkümün 

Çiçekli dalına serçeler…

Randy Edelman- Leap Year

28 Ocak 2016 Perşembe

Bir mutluluk şarkısıdır tutturmuşum :)

Yine, bir yazımda daha yazmak istediklerim ve "Nerden başlamalıyım?" ikilemi içersinde geldim buraya. Şu arada geçen süreçte yaşadığım hisleri ve değişimi nasıl anlatmalı ki? İyisi mi, ben yine aklıma gelenleri hemen buraya aktarayım. Sabırsızım çünkü.

Cannım bloğum; en son sana bilinmezlikle dolu bir evrede, biraz sıkılmışlık ama her zamanki gibi umutla dolu günlerimi anlatmıştım. O yazıdan sonra yine uzunca bir süre gelemedim. Geldim de yazamadım daha doğrusu. İçimde bazı yollar vardı sanki ve hepsi de yarımdı.( Hahaha, kahve falı cümleleri gibi oldu bu:) İçimdeki belirsiz şekillerin bir tabloya dönüştüğünü görmeden, bazı duygularım olgunlaşmadan ne yazacağımı da bilemedim. O tabloyu görünce de yazmadan edemedim. İşte burdayım!

Peki neler yaptım bunca zaman? 
Yürüdüm. Taktım kulağıma kulaklığımı, müziğin sakinleştirici kimi zaman da coşkulandıran ezgisi eşliğinde alabildiğine yürüdüm. Başta sağlık için diyordum bu yürüyüşlere. Kalori hesabı filan yapıyordum. Sonra benim için terapi seansları haline geldi. Bilmediğim yollara girdim kimi zaman. Mevsimlerin doğaya etkisini gözlemlerken kendi değişim sürecimi de inceleme fırsatım oldu. Gökyüzüne eskiden olduğu gibi çocuksu heyecanla bakmaya başladım. Az önce güneşliyken, hafiften yağmaya başlayan sonrasında gökkuşağıyla adeta bana gülümseyen havaya şaşırdım yine. Aklımdan olumsuz bir düşünce geçtiğinde rüzgar esti usulca. Tenimi okşadı. Gülümsedim :) Sonra aynı rüzgarın,  bu soğuğa rağmen yeşil kalmayı becerebilmiş çimler üzerindeki dans ettirici etkisini gördüm mutlulukla. Doğa kucağını açmıştı sanki bana ve ben ne zaman üzgün hissetsem beni sakinleştiriyordu. Kimi zaman istemeye istemeye başladığım yürüyüşlerim, hayatı başka bir açıdan anlamaya başladığım sakinlik hissiyle bitiyordu. Yarın bir yenisi ekleniyordu. Sonraki gün başka bir tanesi daha...


Yürümek yetmedi sonra. Önceden beridir spor salonuna gitme hayalim vardı. Şu boş geçen vaktimde bedenime verdiğim sözü hatırladım ve hemen gidip yazıldım salona. Sırf üşengeçliğinden, uzakta duran modemi açmak için bile kırk takla atan ben, her gün düzenli olarak spora gittim. Yürüdüm, koştum, bedenimi zorladım. Zorlandıkça rahatladım. Nefes nefese kaldığım, "Ayy valla öldüm. Bittim." dediğim anlarımda da durmadım. Devam ettim. Her gün kendime bazı hedefler koyuyordum ve günün sonunda eve o hedeflere ulaşmanın tatlı hissiyle dönüyordum. "Aferin kızıma." diyordum içimden. Ruhsal dünyamdaki ferahlatıcı etkisi kadar bedenim üzerinde de etkisi oldu kısa sürede.  Yeni insanlarla tanıştım sonra. Kimileriyle hayatın benzer aşamasından geçiyordum. Onlar da benimkine benzer hisler duyuyordu. Yalnız olmadığımı bilmek beni daha da mutlu etti. 

İki aya varan spor salonu maceramdan sonra yeniden açık havada yürüyüşlerimi özlediğimi fark ettim. Yeniden düştüm yollara. Yeni yollar ve yeni müzikler keşfediyorum şimdilerde. Kendime dair yaptığım keşifler ise belki de en değerli olanları: 
Kaybolmaktan, hatta bazen kendi düşüncelerimde doğru yolu bulamamaktan bile korkmuyorum artık. Çünkü her kayboluşta, her girdiğim yeni yolda yeni güzelliklerin de saklı olduğunu biliyorum. Düşüncelerimde kayboldukça da başka güzel fikirlerin dünyasına doğru yol alıyorum.
Yalnızlığımı seviyorum. İnsanları da çok seviyorum ama bir gün yalnız kalsam da kendimi mutlu edebileceğimi biliyorum. 
Olmasını istediğim konular hakkında ne kadar düşünürsem düşüneyim, su akıyor ve kendi yolunu buluyor. Elimden geleni yaptığım bir konuda, geriye sadece hayatın benim için hazırladığı sürprizleri kucaklamak ve o sürprizlerde mutluluğu bulmak kalıyor.  
Hayattaki bir çok şey gibi, vücudumun da zorlandığında daha iyi çalıştığını gördüm. Zorlanmak güzeldir dedim kendime :) Beni zorlayan her şey beni olgunlaştırdı, daha güzel bir yola sevk etti. Hepsine teşekkür ettim ve hepsini sevdim :)
Bedenim ve yaşım beni daha olgun olmam gereken evrelere doğru götürürken, çocuksu yanıma onu asla bırakmayacağıma dair söz verdim. Ona aslında her zamankinden çok ihtiyacım var benim. Onun o hayal gücüne, merakına ve şaşkınlığına ihtiyacım var. O varken, yağan yağmurda bile delice mutlu olabileceğimi biliyorum. İyi ki varsın çocuksu yanım :)
Ve duyguların belki de en güzeli...Umut. Umut etmenin ve hayal kurmanın beni hiç hayal kırıklığına düşürdüğünü görmedim. Yalnızca, bazen daha dolambaçlı yollarda daha çok şey anlamamı sağladılar. 
Umut varsa zaten mutluluk da orada. Umutlarımla, hayat yolculuğumun bundan sonraki evresine dair kurduğum hayallerimle her zamankinden daha güçlüyüm. :) 
Hayatımda olan her şeye; zorluklara, mutluluklara, hüzünlere, güzelliklere, bilinmezliklere...kısaca her şeye ve de herkese teşekkür etmek istiyorum şimdi :) İyi ki benimlesiniz.