Daha önce belki hiç bahsi geçmedi burada, ki şaşkınım bu duruma. Neden daha önce hiç bahsetmedim bilmiyorum, kendime mi saklamak istedim acep, belki :) Sana fan club üyesi olduğum bir diziden bahsetmek istiyorum bugün. Belki ismini çokça duyduğun, ucundan kıyısından izlediğin; belki sarmadı diye kapadığın ya da kim bilir benim gibi çok sevdiğin... Hazırsan ismini açıklıyorumm...ummmm...mmmm: How I Met Your Mother.
Bak daha ismini söyler söylemez içim yumuş yumuş oldu. Sıcacık bir duygu seli dolandı içimde. Cidden bak, abartmıyorum, inanılmaz seviyorum. Bu dizinin benim için anlamını sana şöyle açıklamaya çalışayım.
Üniversitedeyim. Toksik bir ilişkim var, daha önce hiç sevgilim olmadığından hislerime dair ne anlamam gerektiğinden, nasıl düşünmem gerektiğinden emin değilim. Ama boğuluyormuş gibi hissediyorum. İyi hissetmiyorum. Üniversiteden hocamın biri bahsettiği için bu diziye bir şans vereyim diye başlıyorum o can sıkıntısıyla... İlk bölüm, ehh işte. Ama samimi geliyor, izlerim ben bunu diyorum. Devam ediyorum. İki bölüm, üç bölüm,... derken birinci sezon bitiveriyor. Hayatımda düzelen pek bir şey yok ama kendimi daha iyi hissediyorum. Dizideki Ted'e yakın hissediyorum kendimi, Lily ve Marshall'ın ilişkisiyle kendi ilişkimi kıyasladığımı fark ediyorum. Onlar gibi olmak değil amacım ama sağlıklı bir ilişkide kişilerin nasıl hissettiğini daha net fark ediyorum. Kendimle ve ilişkimin toksik yönüyle yüzleşir gibi oluyorum. Ama halen çok acemiyim. Mutlu olmadığımı kendime itiraf ediyorum. Sonunda. Bu arada bu dizinin diğer sezonlarını aynı zamanda en yakın arkadaşlarım olan ev arkadaşlarımla izliyoruz. Aynı bölümde okuduğumuzdan, bolca konuşuyoruz bazı bölümlerin arkasından. Çünkü komedi dizisi olarak bilinse de hayata dair çok güzel tasvir ve tespitleri olan da bir dizi. Hakkını veriyoruz. Son sezona gelince bırakıyorum ben izlemeyi. Çünkü vedalarla aram iyi değil. Bu dizi biterse başka bitişleri de kabul etmem gerektiğini hissediyorum. Son sezonu izlemiyorum.
Üniversite bitiyor. Evimizi kapatıp hayatımızın en önemli evrelerinden birine, birbirimize veda etmek öyle zor geliyor ki... Kafamız çok karışık, gelecek belirsiz, belirsizlikle baş etmek çok zor. Bu arada her güzel şey bitiyor benim toksik ilişki devam ediyor. Neden? Çünkü tüm iyimserliğimle ve daha iyi hale getirebilirim çabam ufak da olsa meyvesini vermiş. Enerjim daha bitmemiş ya da ayrılığa ayıracak gücüm kalmamış. İkisi de mümkün. Ben yine izlemeye başlıyorum. Son sezon dışında rastgele bölümler açıp izliyorum. Beni sarıp sarmalıyor sanki. Lily Ted'e değil de bana söylüyor bazı tespitlerini. Barney'nin tüm şebekliklerine gülüyorum, çünkü o Barney :) Marshall'ın marşmelov tadında kişiliği hayatıma renk katarken, Robin'in sert taraflarına hayran kaldığım oluyor. Çünkü bazen önemli konularda duruşun net olmalı değil mi? Hepsi ailem oluyor senin anlayacağın.
Üniversiteden sonra evde geçirdiğim boş bir 6 ayın sonunda hayallerime kavuşuyorum. Üniversite okuduğum şehre atanıyorum. Aslında mutlu olmam gerek ama mutsuzum. Ailem memleketi tercih etmediğim için bana küsüyor adeta, toksik erkek arkadaşım da atandığım şehre geliyor. Evlilikten filan bahsediyor, ama ilişkimiz evlilikten fersah fersah uzaklıkta bir bağda. Tabi o an ben de bunun çok farkında değilim, belki aynı şehirde düzeltiriz diye düşünüyorum. Bu düzeltme saplantısını kimden nasıl öğrendiğimi o dönem hiç sorgulamıyorum. Tek bildiğim, hayallerime kavuşmuşken kendimi çok yalnız hissettiğim gerçeği. Açıp izlemeye başlıyorum tekrardan. Yeniden arkadaş edinmem gerektiği farkındalığına varıyorum. Ediniyorum da, hem de çok tatlı insanlarla tanışıyorum. Edindiğim dostluklar güç veriyor bana. İlişkimi daha açık anlatmaya başlıyorum. Ayna tutuyorlar mutsuzluğuma. Yeniden nefes almaya başlıyorum. Ve kararlar veriyorum. Toksik ilişkime nihayet bir son veriyorum, ailemle olan küslüğümde sergilediğim duruş meyvesini vermeye başlıyor. En azından kendi içimde kendimi desteklemeye başlıyorum. Nefes aldıkça yeni şeyler deniyorum. Yürüyorum, nefes alıyorum. Arkadaşlarımla bir araya geldikçe ferahladığımı hissediyorum. Yeniden kitap okuma alışkanlığıma dönüyorum. Kendime dair çalışmaya başlıyorum. Toksik ilişkim beni yorduğu kadar öğretici de olsun bari değil mi?
Bu süreç beni eşimle tanıştırıyor. Sağlıklı ilişkide kişiler kendilerini nasıl hissederdi? Mutlu, huzurlu, dengeli, ne olursa olsun iletişime açıklığın verdiği rahatlık, güven...Hissediyorum. Sağlıklı ilişki olması için ne yapmak gerekirdi? Öğreniyor ve emek veriyorum. Karşılıklı olduğunu bilerek. Evleniyorum. Mutlu bir süreçten sonra aramıza bir insan tanesinin katılacağını öğreniyorum. Çok mutluyum, korkuyorum, kaygılarım az değil ama çok iyi hissediyorum. Eşimle TV izlerken How I Met Your Mother'ın ilk bölümüne denk geliyoruz. Her akşam iki bölüm koyuyorlar aynı saatlerde. Eşim daha evvel hiç izlememiş, o da çok severek izliyor, karnımda bebeğim arada hareket ediyor. Bu sefer o son sezonu izleyebiliyorum. Mutluyum.
Şimdi bir dizi bir insanın en çok neyi olabilir? Bu dizi benim hayatımdaki önemli dönüm noktalarımın, kendimi bulma çabalarımın, mutlu anlarımın, boğuluyormuş gibi hissettiğim zamanlarımın eşlikçisi oldu. Her bir karakter ailem oldu. Kazadan çıkmış gibi bitirdiğim günlerimin akşamında elime tutuşturulan bir bardak sıcak çikolata oldu. Bugün biliyorum ki, kendimi kötü hissedersem onların her akşam buluştuğu masada kendime bir sandalye kapıp soğuk biramı içebilirim ya da kanepede Star Wars serisini bitirebilirim. Her şeye rağmen hayat LEGEN.....wait for it..... DARY!! :)))
Bu diziyle arası hiç olmayan biriyim. Kızkardeşimse senin gibi çok sever. Benim sevdiklerimse farklı. Gilmore Girls(ilk gençliğim, ilk yabancı dizi deneyimim), One Tree Hill (Peyton'la Luke ayrıldığında üniversitede evde salya sümük ağlamıştım da kızların yüreğine inmişti evden birine birşey oldu diye), The Closer (ahhh Brenda bu dizinin bitişini hiç kabullenemedim, tartışmasız en sevdiğim), Rizzoli & Isles (bu da ikinci en sevdiğim). Yani ne anlatmak istediğini yürekten anladım ama HIMYM asla benim için bu dizilerden biri olamadı niyeyse, belki de doğru zaman değildi.
YanıtlaSilAmanın kimleri görüyorum :) Özledik sizi, ne iyi ettiniz de geldiniz. Yorumunuzu görünce mutlu oldum. Farklı dizilerde benzer hissayatları yaşamak da güzel. Gilmore Girls benim de ilk göz ağrılarımdan. Bayılırım. Genç anne olmak isteğimin altında bu dizinin yattığını düşünürüm hep :)) İzlemediklerimi de not ettim, bakacağım. Tekrardan hoşgelmişsiniz :) 😘
SilBende özledim, dünyayı da dolansam şuradaki insanların samimiyeti, güzel yaklaşımı hiç bir yerde yok.
SilBende hep Gilmore Girls kaynaklı çocuğumla arkadaş gibi olma isteğine düşerim. :)
Kocaman kalpler size o zaman :))
SilElebtte LEGEN.....wait for it..... DARY!! :)))
YanıtlaSilSon sezonu izlememe sebebin o kadar tatlı ki :-)))
Herhangi olmayan ve kesinlikle müptelası olunan bir diziydi. Sınırları - kavramları yeniden tanımladı sanırım bizlere.
Sevgiler
Sizin yorumunuzu görmek ne iyi geldi, özlendiniz :) Umarım daha sık görürüz sizi burada :)
SilAh benim sevdiğim dizilerden biri. Her daim açıp izleyebileceğim sıcaklıkta hissediyorum. :) Güzel bir hatırlatma oldu bana.
YanıtlaSilİzlerken ortamı tarif edişine bayıldım <3
Ne tatlış bi yorum! Teşekkür ediyorum 🌸 :))
SilBen bir türlü denk getiremiştim bu diziyi, yanılmıyorsam cnbc-e'de vardı. Cnbc-e günleri ne güzeldi, sevdiğimiz dizileri bir hafta bekleyip zevkle izlerdik. Neyse işte o kadar güzel ama o kadar güzel anlatmışsınız ki, artık izlemeliyim diyorum :)
YanıtlaSilAhh CNBC-e ne güzel ne kaliteli bi kanaldı. Hatırlattığınız iyi oldu. Bence kesinlikle bir şans vermelisiniz, hele de hastayken sizi kendi içinizden çıkarabilecek bir etkiye sahip diye düşünüyorum. ☺🙏
SilDizinin sonunu görüp de üzülmemek için erken veda yapmak... Evet, bazen sonlara şahit olmamak en iyisi her hâlde. Yüreği parça parça olacağına, yol ayrımına gidilmeli bazen.
YanıtlaSilEvet, bazen bir kitabın ya da dizinin bitmesini hiç istemiyor insan.
Sil