Cannım bloğum; en son sana bilinmezlikle dolu bir evrede, biraz sıkılmışlık ama her zamanki gibi umutla dolu günlerimi anlatmıştım. O yazıdan sonra yine uzunca bir süre gelemedim. Geldim de yazamadım daha doğrusu. İçimde bazı yollar vardı sanki ve hepsi de yarımdı.( Hahaha, kahve falı cümleleri gibi oldu bu:) İçimdeki belirsiz şekillerin bir tabloya dönüştüğünü görmeden, bazı duygularım olgunlaşmadan ne yazacağımı da bilemedim. O tabloyu görünce de yazmadan edemedim. İşte burdayım!
Peki neler yaptım bunca zaman?

Yürümek yetmedi sonra. Önceden beridir spor salonuna gitme hayalim vardı. Şu boş geçen vaktimde bedenime verdiğim sözü hatırladım ve hemen gidip yazıldım salona. Sırf üşengeçliğinden, uzakta duran modemi açmak için bile kırk takla atan ben, her gün düzenli olarak spora gittim. Yürüdüm, koştum, bedenimi zorladım. Zorlandıkça rahatladım. Nefes nefese kaldığım, "Ayy valla öldüm. Bittim." dediğim anlarımda da durmadım. Devam ettim. Her gün kendime bazı hedefler koyuyordum ve günün sonunda eve o hedeflere ulaşmanın tatlı hissiyle dönüyordum. "Aferin kızıma." diyordum içimden. Ruhsal dünyamdaki ferahlatıcı etkisi kadar bedenim üzerinde de etkisi oldu kısa sürede. Yeni insanlarla tanıştım sonra. Kimileriyle hayatın benzer aşamasından geçiyordum. Onlar da benimkine benzer hisler duyuyordu. Yalnız olmadığımı bilmek beni daha da mutlu etti.
İki aya varan spor salonu maceramdan sonra yeniden açık havada yürüyüşlerimi özlediğimi fark ettim. Yeniden düştüm yollara. Yeni yollar ve yeni müzikler keşfediyorum şimdilerde. Kendime dair yaptığım keşifler ise belki de en değerli olanları:
Kaybolmaktan, hatta bazen kendi düşüncelerimde doğru yolu bulamamaktan bile korkmuyorum artık. Çünkü her kayboluşta, her girdiğim yeni yolda yeni güzelliklerin de saklı olduğunu biliyorum. Düşüncelerimde kayboldukça da başka güzel fikirlerin dünyasına doğru yol alıyorum.
Yalnızlığımı seviyorum. İnsanları da çok seviyorum ama bir gün yalnız kalsam da kendimi mutlu edebileceğimi biliyorum.
Olmasını istediğim konular hakkında ne kadar düşünürsem düşüneyim, su akıyor ve kendi yolunu buluyor. Elimden geleni yaptığım bir konuda, geriye sadece hayatın benim için hazırladığı sürprizleri kucaklamak ve o sürprizlerde mutluluğu bulmak kalıyor.
Hayattaki bir çok şey gibi, vücudumun da zorlandığında daha iyi çalıştığını gördüm. Zorlanmak güzeldir dedim kendime :) Beni zorlayan her şey beni olgunlaştırdı, daha güzel bir yola sevk etti. Hepsine teşekkür ettim ve hepsini sevdim :)
Bedenim ve yaşım beni daha olgun olmam gereken evrelere doğru götürürken, çocuksu yanıma onu asla bırakmayacağıma dair söz verdim. Ona aslında her zamankinden çok ihtiyacım var benim. Onun o hayal gücüne, merakına ve şaşkınlığına ihtiyacım var. O varken, yağan yağmurda bile delice mutlu olabileceğimi biliyorum. İyi ki varsın çocuksu yanım :)
Ve duyguların belki de en güzeli...Umut. Umut etmenin ve hayal kurmanın beni hiç hayal kırıklığına düşürdüğünü görmedim. Yalnızca, bazen daha dolambaçlı yollarda daha çok şey anlamamı sağladılar.
Umut varsa zaten mutluluk da orada. Umutlarımla, hayat yolculuğumun bundan sonraki evresine dair kurduğum hayallerimle her zamankinden daha güçlüyüm. :)
Hayatımda olan her şeye; zorluklara, mutluluklara, hüzünlere, güzelliklere, bilinmezliklere...kısaca her şeye ve de herkese teşekkür etmek istiyorum şimdi :) İyi ki benimlesiniz.
huhuu nerelerdesin:)
YanıtlaSilHaha bi süredir işlerin yoğunluğundan gelemiyordum ama şimdi buradayım :)
Sildedikten 4 sene sonra:)
Silzaman acımasız.
Ahh gerçekten de öyle...:)
Silhoşbulduumm :)
YanıtlaSil